72. Makale: ÇARŞI ve PAZARA ÇIKANLAR

Sokaklara ve Pazar yerlerine çıkmak birkaç bölüme ayrılır. Elbette ki bunların, yani

iman sahiplerinin pazara çıkmaları dünyaya ve dine dair vazifelerini yerine

getirmek için gereklidir. Bunları birkaç kısma ayırmak sureti ile anlatmak yerinde

olur.

Bunlardan bir kısmı sokağa çıkar; yalnız şehevî şeylere bakar. Kötü şeylere

bağlanır. Onların geçici zevkleri kalbini bozar. Devam ederse helak olur; dinini

bırakır. Ahlakı bozulur. Tabiatın verdiği adi zevkleri yapar, bütün fazilet

duygularını söndürür. Ancak aradan geçen devrede kötülüğünü sezer, tevbe ederse

onu o kötülükten Allah (CC) kurtarır. Çarşı-Pazar işiyle uğraşanlardan diğer bir

kısmı ise gördüğünü görür. Mahvolacağı sırada aklı başına gelir. Dinî inançlarını

düşünür, yaptığı işin hatalı olduğunu derhal anlar; nefsiyle mücadele etmeye

başlar. Buna bir mücahid payesi verilir. Yaptığı iş dolayısıyle öbür alemin bol

mükafatını kazanmaya namzet sayılır. Buna dair bir Hadis-i Şerif vardır. Onda şöyle

buyurulur:

sevap; yapmaya gücü yettiği halde yapmazsa ona da yetmiş sevap verilir.”

Bu çarşı-pazarlarda dolaşanlardan diğer kimse ise gider, alır, yer, içer. Allah’a (CC)

şükreder. Kötülüğe meyil etmez. Hepsini Allah’ın (CC) vermiş olduğu bir nimet

olarak kabul eder.

Yine onlardan bir kısmı çarşıya çıkar, gezer; fakat ilahi hikmetlerden gayri bir şey

görmez. Sanki gördüğü Allah’ın (CC) nurudur. Ve bundan gayrısına kördür, sağırdır.

Bunun derecesi yüksektir. Bu dereceye erenler, Hak ‘tan gayrisini bilmezler. Söz

gelişi buna:

Hakikatte görmüştür. Ama bu gördüğü kalbini sarmamıştır. Ani bir bakışla

geçmiştir. Uzun boylu ve kötü arzularla bakmış değildir.

Bu zat, her şeye değeri kadar önem verir. Dışıyla halka bakar, ama kalbi Hakk’tadır

(CC).

Bu anlattıklarımızın son kısmına dahil olanların kalbi Allah (CC) sevgisiyle doludur.

Kalbinde yalnız O’nun (CC) sevgisi ve O’nun (CC) yarattıklarının sevgisi vardır.

Çarşıları, pazarları dolaşır; ağzından hikmetler çıkar. Dualar okur, Allah’a (CC)

yalvarır. Hamd eder.

Bu, büyük insandır. Buna kulların hamisi denir. Buna arif de denir. Bedel ismi de

verilebilir. Zahid, alim ve yeryüzünde Allah’ın (CC) halifesi ismi de kullanılır, îlahî

bir elçi adı da takılır… Ne dense yakışır.

Allah (CC) bunlara, bütün iman sahiplerine rahmet ve rızasını ihsan eylesin. Doğru

yola Allah (CC) hidayet eder.