Kul dua eder; duası kabul olunur. Bu hal, ilahi tecelli üzerinde bir etki yapmaz.
Sonra yapılan dua geçmişte kader sayfalarına yazılanlara da zarar vermez. Bir anda
dua edilir; edildiği zaman kader ve irade-i ilahiye de o yoldadır; hemen kabul
olunur. Yoksa kader dua ile değişir; ilahi arzu bir tesir alır.
Birçok ilim sahipleri:
Ayetinin manasını şöyle açıklıyorlar: Dua yapılır, kader de aynı yöndedir. Dua da bir
sebep olur. İlahî tecellinin nuru hemen olacak işi bitirir. Yoksa bazı kimselerin
anladığı gibi dua edildi diye hiçbir oluş olmaz. Yek başına dua ile ne bir bela def
olur ne de bir yarar iş.
Bazı Hadis-i Şeriflerde şöyle bir açıklama vardır:
Ama bunu biraz açıklamak lazım gelir. Tefsirsiz bunu yanlış anlayanlar olur.
Bu Hadis-i Şeriften murad, belanın giderilmesi bazen duaya bağlıdır demektir.
Yani: Dua yapılır, bela gider. Çünkü kader o yoldadır; dua edilmedikçe bela def
olmaz. Yukarıda belirtilen Hadis-i Şerifin manasına gelen bir diğeri vardır:
“Kul, ameliyle cennete giremez.”
“Amelsiz cennete girer.”
Manasına gelmez. Cenneti Allah (CC) verir; kulun ameline göre orada makam. Bunu
daha çok tefsir eden bir Hadis-i Şerif vardır; Hz. Aişe (RA) rivayet eder. Diyor ki:
Cevaben:
“Hayır, yalnız Allah’ın (CC) rahmetiyle girilir."
“Sende mi ya Resulallah (SAV)?”
"Evet ben de… Yalnız Allah (CC), beni rahmetine daldırmıştır."
Son cümleyi söylediği zaman elini başının üstüne kaldırmıştı…
Bunlardan çıkan mana şudur: Allah (CC) hiçbir işi yapmak mecburiyetinde değildir.
Ne bir dua ile kimseye bir şey vermek için ne de kimseye karşı bir taahhüt
altındadır. Allah (CC) istediğini yapar. Şu ayetler anlatmak istediğimizi daha iyi
anlatır:
“İstediğini yapar…” “O (CC) yaptığından sorumlu değildir; onlar hep hesap
vereceklerdir.” “Allah (CC), dilediğine sayısız rızık verir.”
Yapılan işlerin hepsi bir hikmete mebnidir. Hikmeti olmayan hiçbir iş yoktur.
Her şey ilahi adalet içinde devam etmektedir.
İlahî adalet, işleri böylece yürütmektedir. Bunların böyle olmamasına bir sebep
yoktur. Çünkü semaların bitiminden yerlerin zeminine kadar bütün varlık O’nun
(CC) elindedir ve O’nun (CC) tasarrufundadır. O (CC), bunlarda istediğini yapar.
Zaten başka bir şey akla gelmez. Yeri ve göğü Allah’tan (CC) başka yaratan
olmadığı gibi onları elinde bulundurup yönetecek kimse de yoktur. Bu manalara
işaret eden şu Ayet-i Kerimeler vardır:
O’nun (CC) ismine bir eş biliyor musun?”
Sûre-i Ali İmran’ın şu ayeti anlatmak istediğimizi size daha iyi açıklar:
alırsın. İstediğini refaha kavuşturur, istediğini süründürürsün. İyilik elindedir. Her
şeye gücün yeter. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye çevirirsin. Ölüden
diri, diriden ölü yaratırsın; arzu ettiğine sayısız rızık verirsin.”