Her imanlı ayık olmalı. Kaldı ki ayık olmak, her işin aslını bilmek bir vazifedir. Her
geleni almak değil, onun aslını araştırmak gerekir. Ta verilen hüküm belli oluncaya
kadar durmalıdır. Helalliği bilinecek, mubah olduğu anlaşılacak, ondan sonra kabul
faslı başlayacaktır.
İman sahibi teftiş eder, sonra alır. İçi bozuk, münafık ise önüne geleni alır.
Peygamber (SAV) Efendimiz bu manaya işaret ederek şöyle buyurdu:
Bir başka Hadis-i Şeriflerinde ise şöyle buyurdu
İman sahibi önüne serilen her sofraya oturmaz; bekler. Verilen her şeyi içmez.
Teklif edilen her kadını almaz. Bunların dışında kalan diğer işlerde yapılan
tekliflere de hemen koşmaz; bekler, sağlam hüküm verilinceye kadar elini sürmez.
O hüküm verildi mi iş tamamdır. Yer, içer; ibadet eder. İş bu sayılanlar, her iman
sahibinin en az uyması gereken iştir.
Şayet iman sahibi takva derecesinde ise daha titiz davranır. İyi olduğuna dair
hüküm verilse dahi yine bekler. Belki de sonra verilecek emirlerin gereği yapılınca
şimdikinden üstün dereceler alacaktır. Bilinmez ki…
Burada üç hal anlatmak icap eder:
a) Bu her müminin işidir. Allah’ın (CC) emirlerine göre iş tutmak.
b) Bu velîlik mertebesidir ve fenafillah halidir. Bunlar yalnız kadere uyar.
c) Bu zümre sayılan iki zümreden daha üstündür. Belki de yaptıklarının hiç farkında
olmazlar. İşlerinde yalnız kudret eli hüküm sürer; hasılı büyük insanlardır.
Birinci derecede olana yine beklemek gerek. Ama ikinci için değil… Üçüncü
dereceye varan için değil…
İş bu üçüncü derecede belirtilen zatlar, yer içerler. Bunlardan ilahi emir dışı
hareket çıkmaz. Bu vasfı alan belirttiğimiz iman sahibi kötü işlere karşı mahfuzdur.
İman hudutlarını aşması beklenemez. Allah (CC), Hz. Yusuf’u (AS) esirgediği gibi bu
vasfı alan iman sahiplerini de kötülüklerden korur.
Kul, bu durumda esirgenen ve her işi kolaylıkla biten biridir. Sanki iyi yollar onun
için sonuna kadar açık. Aksi ise kapalıdır. Rahatça yürür; ilahi emirleri usanmadan,
üşenmeden yerine getirir.
İradesi Hakk’a (CC) bağlıdır. Onun rızasını almak, Hakk’ın (CC) rızasını kazanmak
olur. Bu makam çok yüksektir, velîlik mertebesinin en üstünüdür. Bunlar
Peygamberlik derecesine kadar ulaşmış büyük sır sahipleridir.
Böylece bütün gidişatını, yolunu Allah (CC) yolunun hakiki yolcularına
uydurmalıdır…