52. Makale: İMAN SAHİPLERİNİN SIKINTILARI

İman sahiplerinin bazen mihnete düştükleri olur. Bunun bazı sebepleri vardır. Daha

doğrusu buna hikmet icabı demek yerinde olur.

İman sahibinin mihneti bir nevi lütuf sayılmalıdır. Hiç olmazsa Allah’ını (CC)

hatırlar, dua eder. Duası makbul olur. Belki bir an için gaflete düşmüştür. Gelen

ufacık bir mihnet çok iyi nimetlere sahip olmaya sebep olur.

Sonra insan niçin duadan kaçınsın? Ve niçin Allah’ını (CC) unutsun? İşte unutunca

ufacık bir uyarma ameliyesi yapılır. Haliyle iman sahibi bunun nereden geldiğini

hemen anlar, dua eder. Elbette o za man dualar makbul olur. İlahi lütuf ve kerem

kapılan açılır.

Allah (CC) hiçbir kulun duasını karşılıksız bırakmaz. Burada olmasa da öbür alemde

karşılığını verir. Haliyle bu arada kaderin de icabı yerine gelir. Bunu da unutmamak

yerinde olur.

Anlatıldığı gibi bazı ufak tefek mihnetler başa geldiği zaman edep ve terbiye dışına

çıkmak yersiz olur. Bir bela gelince insan kendini kontrol etmelidir. Günahını

araştırmalı ve onu gidermeye gayret etmelidir.

Bir güç işe düşüldüğü zaman günah yollarını değil, sevap işleme yollarını aramak

yerinde olur. Bir günah işleyince nasıl olsa işlendi diye öbürlerini sıraya koymak

yerinde olmaz. Hele kader bahsinde uygunsuz yol tutmak, hiç de bir Müslümana

yakışır şey değildir.

En uygun yol, dua yoludur. Bela geldiği zaman dua etmek, Allah’a (CC) yalvarmak,

günahlarına tevbe etmek hepsinden iyidir.

Doğru yola hidayet eden ve en iyisini bilen yalnız Allah’tır (CC).