48. Makale: MÜMİNİN YAPMASI GEREKEN İŞLER

Mümin evvela farzları yapmalı. Bundan sonra sünnet-i şerifleri yerine getirmeye

gayret etmelidir. Daha sonra bunların dışında kalan ibadetleri yaparak faziletli

işleri takip etmelidir.

Farzı bitirmeden sünnetle uğraşmak, pek akıl kârı değildir. Zaten farzları terk

ederek yapılacak işler makbul değildir. Buna bir misal vermek lazım gelirse şöyle

demek yerinde olur: Bir kişiyi padişah emrini yapmaya çağırıyor; O zata gelince,

gitmek istemiyor; padişahın hizmetçilerinden birinin sözünü yerine getirmeye

uğraşıyor.

Hz. Ali (KV) bir Hadis-i Şerifi şöyle rivayet eder:

düşüren kadına benzer.”

Yapılan ibadetin yerine gelmesi için ilk önce farzları yerine getirmelidir. Aksi halde

yapılan ibadetlerin kabulü güç olur. Buna ikinci bir misal olarak sermayesini

bilmeden, ticaret yürüten taciri göstermek yerinde sayılır. Bir tacir evvela

sermayeyi bilmeli ve onu kurtarma yolunu bulmalıdır. Keza bir müminin de ilk

başta farzı bilmesi gerektir. Şunu da burada belirtmek yerinde olur; bir kimsenin

sünneti yapmadan bazı evliyanın keşif yolu ile naklettikleri ibadeti yapmaya

çalışması yerinde görülmez.

Farzlardan bazılarını şöyle sıralamak yerinde olur sanırız. Başta haramı bir bütün

olarak bırakmak, en büyük farzdır. Sonra hassaten şirk yolunu bırakmak gelir… Hak

ve hakikat karşısında itirazı bırakıp doğruya uymak da farzdır.

Yine farzların arasında halkın hizmetini görmek, onlara yardım etmek vardır. Bu

arada ilahî emirleri zedelememek yerinde olur… Çünkü Hz. Peygamber (SAV)

Efendimiz şöyle buyurdu: