Birçok sözlerini işitiyorum, en çok şunları söylüyorsun:
giriyor. Çoğu zaman malım kayboluyor, param elimden çıkıyor. Bu yüzden
dostlarımla bozuşuyorum.”
Ey Allah’ın (CC) sevgili kulu, Allah (CC) Gayyur’dur. Sevgisine kimsenin ortak
olmasını istemez. Sevgilisine bakılmaya bile razı olmaz. Kendi sevdiği kulu
başkasına vermez. Hal böyle iken sen başkasına bağlanıyorsun. Şu Ayet-i Kerimeleri
işitmedin mi?:
“Allah (CC) onları, onlar da Allah’ı (CC) sever.”
“İnsanlar ve cin tayfasını bana ibadet ederler diye yarattım.”
Bazı müfessirler ibadeti, sevgi olarak açıklamışlardır.
Rasulullah (SAV) Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyurdu:
gelir başına.”
Diyen bir Sahabî’ye (RA):
Buyurdu. Çünkü mal ve evlat, Allah (CC) sevgisine perdedir. Hakk’ın (CC) sevgisi
bölünmez. İki sevginin arasına giren yanar.
Mala ve evlada sevgi çoğalınca, Hakk (CC) sevgisi azalır. İnsan bu sevgisinden ceza
görür. Çünkü Allah’a (CC) bir nevi şirk koşmuştur. Halbuki Allah (CC) zatına ve
sıfatına şirk koşanları sevmez. Gayyur ve her şeyden üstündür. Kendine karşı duran
her şeyi yok eder. Ta ki, sevdiği kulun kalbi yalnız zatına dönsün. İşte o zaman:
Ayetinin manası tecelli eder.
Bu tecelli bir süre devam ederse, sonunda Hakk’a (CC) karşı koşulan ortaklar yani
şirk yok olur. Mal, çocuk ve şehevi arzular isteği gider. Mal sevgisi kalmaz. Kötü
hisler ölür. Veli olmak, başa geçmek, keramet sahibi olmak, kat, makam, dereceler
istenmez olur. Cennet ve onun dereceleri gözden silinir. Kalbdeki şahsi irade,
temenni yok olur. Suyu saf, içi temiz bir kap halini alır. Çünkü ilahi tecelli onu
kaplamıştır. Bu arada kalb yolunu şaşırdıkça ilahi tecelli onu yola getirir.
Kendinden başka her şeyi yok eder. Zaten başkası için oraya yol kalmamıştır.
Mevlanın (CC) azamet ve ceberut kuvvetleri orayı sarmıştır. Bunlardan başka her
şey için arada bir uçurum vardır. İlahi saltanatın vadileri o imanlı kalbin etrafını
çevirmiştir. Oraya yabancı yol bulamaz. Şayet bulacak olsa bile yokluğu mani olur.
Bir çok kimselerin yüksek derecelere erdiği olmuştur. Bunlar yetişmiş olmalarına
rağmen, bazı ufak tefek işlerle uğraşırlar. Bunlara yaptığı o işler zarar vermez.
Çünkü hiçbiri, kalb cihetine yanaşamaz. Zaten o dereceye eren kul, bunları ilahi
iradeye dayanarak yapar. Onlar; ilahi arzu icabı olduğundan, o sevgili kula bir lütuf
ve keramet olur. Onun yüzünden birçok zavallı kimseler geçinir. Ayrıca bundan
başka, çokça sevap kazanır. Sonra o işler bir başka yönden kulu tecrübe sayılır.Kul,
şahsi arzusunu karıştırmadığı süre işler iyi gider. Teslim olunca daha iyi gider.
Kötülüklere karşı, o nimetler bir nevi kalkan sayılır. Şöyle ki: Parası olur, haramdan
kurtulur. Çocukları olur kimseden yardım istemez. Ailesi olur, harama göz dikmez.
Velhasıl dünya ahiret selamet olur…